TÜSAD AKCİĞER KANSERİ FARKINDALIK AYI BASIN BİLDİRİSİ – KASIM 2024

Tarama programları sağkalımın artırılması için çok önemli

Akciğer kanseri günümüzde her iki cinsiyet için kanser ilişkili ölümlerin en sık sebebi olmayı sürdürmektedir. Hızla artan, gelişen tedavi olanaklarına rağmen 2023 Amerikan Kanser Derneği verilerine göre yeni tanı alan yaklaşık 230.000 olguda %20 mortalite beklenmektedir.

Sağkalımın arttırılması için hassasiyet gösterilmesi gereken bazı noktalar vardır ki, en önemlisi tarama programlarıdır. Ulusal akciğer tarama programı (NSLT) ve Belçika-Hollanda’nın (NELSON) çalışması gibi prospektif randomize çalışmalarda, tarama ile azalan mortalite oranının hastaların erken evrede tanı alıp cerrahi gibi küratif tedavilere ulaşabilmesine bağlanmıştır. Çünkü akciğer kanseri ileri evrelere ulaşmadıkça hastada semptom yaratmamakta ve hastalar geç evrelerde tanı almaktadır.

Bunun yanı sıra hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapilerin tüm evrelerde sağkalıma katkısının gösterilmesi ile lokal ileri ve ileri evrede bile beklenen yaşam süresi artmıştır. Çünkü bir akciğer kanseri hastasının tedavisi artık hem dinamik hem de genomik belirteçler doğrultusunda bireyselleşmiş bir şekilde sürmektedir. Ancak etkinliği kanıtlanmış olsa da ve her ne kadar uluslararası çok merkezli çalışmalar ile kısmen ilaca erişim sağlansa da bu tedavilerin geri ödemesindeki engeller nedeni ile etkin tedaviden yoksun kalan birçok hasta olmaktadır.

Akciğer kanserinde en büyük etmen tütün ürünü kullanımı olsa da mesleki ve çevresel faktörlerin de tek başına bir risk olduğu kanıtlanmıştır. Türkiye Kanser Kontrol Programı 2016 raporuna göre sigara içme oranlarının yüksekliğinin (%31,2) yanı sıra; asbest maruziyeti, iç ortam hava kirliliği, biyokütle ve diğer tütün ürünleri de ülkemiz için en az sigara kadar önemli bir risk faktörü olarak değerlendirilmelidir.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Güntülü Ak ve ekibinin yaptığı değerli bir çalışma asbestin sigaradan bağımsız olarak kanser riskini artırdığını göstermiş ve Türkiye'de asbest maruziyetine göre riskli bölgelerin verileri oluşturulmuştur. Bu nedenle ülkemiz için tarama programı geliştirilme aşamasında gelinirse eğer riskli bireylerin tanımı kişisel ve çevresel risk faktörleri doğrultusunda yapılmalıdır.

Akciğer kanserinde farkındalığın artması gereken diğer unsur taramanın yanı sıra tütünle mücadeledir. Özellikle günümüzde genç nüfus arasında sigaraya başlama yaşının erken olması ve kültürel bir sorun olarak 13-15 yaş arası gençlerde nargile içilmesi göz ardı edilemez bir halk sağlığı problemidir. Bu nedenle içilen paket-yıl miktarı kadar başlama yaşı da önem kazanmaktadır. Ülkemizde sigaraya karşı ciddi yasalara dayanarak yapılan mücadele ile 2008-2011 yılları arasında sigara tüketimi %12 oranında azalmıştır.

Akciğer kanseri hem görülme sıklığı, hem mortalite oranları yüksek olan ama erken evrede tanı koyulduğunda kür şansı olan bir kanserdir. Özellikle 50 yaş ve üzeri, ‘20 paket-yıl’dan fazla sigara kullanan bireyler yüksek risklidir.

Bunun yanı sıra pasif sigara maruziyeti olan, çevresel veya mesleki riske maruz kalan bireyler de en az sigara içenler kadar riskli olup gerek koruyucu aile hekimliği birimlerine veya göğüs hastalıkları polikliniklerine başvurmalıdırlar. Bireyler yeni başlayan ve akciğer kanseri açısından uyarıcı olan semptomlarını (3 haftadan uzun süren öksürük, balgamdan kan gelmesi, nedeni açıklanamayan göğüs ve sırt ağrısı, istemsiz kilo kaybı, iştahsızlık, ses kısıklığı, göz kapağında düşme, vücutta ele gelen şişlik, yüz ve boyunda şişlik gibi)  dikkate alıp hastane başvurularını ertelememelidirler.

Akciğer kanserinin yönetiminde hekimler ile birlikte, sivil toplum kuruluşları, iş sağlığı ve güvenliği uzmanları, idari yetkililer bir uyum içinde çalışmalıdır. Sigara bırakma poliklinikleri yaygınlaştırılmalı ve ülke sosyo-ekonomik durumu göz önünde alınarak çevresel-mesleki ve bireysel riskler doğrultusunda tarama politikası oluşturulmalıdır.

TÜSAD Akciğer Kanseri Çalışma Grubu Adına
Başkan Doç. Dr. Pınar Akın Kabalak